Elazığ, Türkiye'nin doğusunda yer alan ve zengin tarihi dokusu, kültürel mirası ile bilinen bir şehir. Ancak son günlerde, Elazığ'ın caddeleri ve sokakları alışılmadık bir boşluğa büründü. İnsanlar, alışveriş yapmaya veya sosyal aktivitelerde bulunmaya yerine, evde kalmayı tercih ediyor. Bu durum, şehir sakinlerinin merak ettiği birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Peki, Elazığ’daki bu sessizliğin altında yatan nedenler neler?
Son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi, şehir yaşamını köklü bir şekilde değiştirdi. Elazığ da bu durumdan nasibini aldı. İnsanların kalabalık ortamlara girmekten çekinmesi, sosyal mesafe kurallarına uymaya çalışmaları, şehir sokaklarında yaşanan hareketliliği büyük ölçüde azalttı. Zamanla, bu durum alışkanlık haline gelmeye başladı. “Evde kal” çağrıları ve uzaktan çalışma sistemleri, bireyleri evde daha fazla zaman geçirmeye yönlendirdi.
Üstelik, pandemic sonrası süreçte birçok insan, dışarı çıkma isteğini azalttı. Alışveriş merkezleri, kafeler veya restoranlar, eski kalabalık günlerine geri dönemedi. Birçok işletme, iç mekan sınırlamaları veya hijyen protokollerine uymak zorunda kalınca, bu dükkanlar da boş kalmayı tercih eden insanlarla karşı karşıya kaldı. Bu sadece Elazığ ile sınırlı kalmayıp, Türkiye genelinde gözlemlenen bir durum oldu. Ancak Elazığ’daki toplu etkinliklerin kısıtlanması ve kültürel faaliyetlerin iptal edilmesi, şehirdeki kalabalıkları daha fazla etkileyerek sokakların boş kalmasına sebep oldu.
Elazığ’ın caddelerinde yaşanan bu boşluk sadece pandeminin etkileri ile sınırlı değil. Ekonomik dalgalanmalar, birçok aileyi olumsuz etkileyerek harcama alışkanlıklarını değiştirmiş durumda. Alım gücündeki düşüş, Elazığ’da yaşayanların dışarı çıkma isteğini azalttı. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için daha çok evde kalmayı tercih ediyor. Sağlık endişeleri ile birleşen ekonomik kaygılar, sosyal hayatı kısıtlayarak sokakların boş kalmasına neden oluyor.
Ayrıca, Elazığ’daki genç nüfusun büyük bir kısmı büyük şehirlere göç etmiş durumda. Eğitim ve iş imkanları için daha büyük şehirlere yönelen gençler, Elazığ’ın sosyal hayatında önemli bir yer kaplıyordu. Gençlerin ayrılması, şehirde boşluk hissini artırmış, sokakların daha ıssız görünmesine neden olmuştur. Yerel işletmelerin yaşadığı zorluklar, genç nüfusun bu şehirde kalmasını da olumsuz yönde etkiledi, bu da sosyal sürdürülebilirliği zayıflattı.
Sonuç olarak, Elazığ'daki sokakların boş kalması birçok faktöre bağlı. Pandeminin etkileri, ekonomik şartlar ve genç nüfusun göç etmesi, bu durumu daha belirgin hale getirdi. Elazığ'da yaşayanlar, bu durumdan etkilenen tek grup değil; bu değişim, şehrin dinamizmini de büyük ölçüde etkiledi. Ancak, umarız ki gelecekte, bu cadde ve sokaklar yine insan sesiyle dolup taşar; Elazığ gerçek anlamda bir kültür ve sosyal yaşam merkezi olur.
Şu an için, Elazığ sokaklarını dolaşanların sayısı azalmış olabilir, ama umutsuzluğa kapılmak yerine, bu durumu şehir halkı olarak birlikte aşmayı hedeflemek önemlidir. İnsanların yaşam alanlarını yeniden canlandırması, sosyal etkinliklerin yeniden başlaması için hep beraber hareket etmeleri gerekiyor. Elazığ, kendi kültürünü yeniden yaratarak, bu sessizliği sona erdirmeye muktedir. Zamanla, her şeyin eski düzenine döneceği umuduyla.