Hayatta bazı hayaller, çılgın bir tutku ve azimle gerçeğe dönüşebilir. Şırnak'tan yola çıkan ve 16 yıl boyunca 6 kıtada 40 ülke gezmeyi başaran bir çift, sıradışı hikayeleriyle dikkat çekiyor. Adeta birer gezgin maceraperest olan bu çift, sadece seyahat etmeyi değil, aynı zamanda toplumsal mesajlar iletilerini de harmanlamayı başardılar. Her yolculukları, yeni kültürlerle tanışmayı, farklı gelenekleri keşfetmeyi ve insanların hikayelerini dinlemeyi içeriyordu. Şimdi ise, gezileri sırasında karşılaştıkları deneyimler ve bu süreçteki ilginç masrafların kaynağını açığa çıkarıyorlar: İnekler!
Çift, gezilerinin büyük kısmını, kendi hayvanlarından elde ettikleri gelirle finanse etti. Şırnak’taki çiftliklerinde besledikleri ineklerin sütü, sadece ailenin geçimini sağlamakla kalmadı, aynı zamanda onların dünya genelindeki seyahatlerinin kapılarını da araladı. “Hayallerimizi gerçekleştirmek için ineklerden gelen gelir bize gerçekten çok yardımcı oldu,” diyor çiftin eşlerinden biri. Çift, ineklerin bakımını sağlarken, onları sevgiyle büyüttüklerini, her bir hayvanın kendi yolculuklarının bir parçası olduğunu belirtiyor.
Çiftin de belirttiği gibi, gezilerine başlamadan önce hazırladıkları sıkı bir bütçe planı olması, onların daha geniş bir coğrafyada keşif yapabilmelerine yardımcı oldu. Bu süreçte, çifti yalnızca maddi kaynaklar değil, aynı zamanda sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları, insanlarla etkileşimleri ve özverili çabaları da destekledi. Sosyal medya platformları sayesinde gezdikleri yerlerde tanıştıkları insanlarla bağlantı kurdular; bu, onların seyahat deneyimlerini derinleştirirken, aynı zamanda yerel halkla güçlü bağlar kurmalarına da yardımcı oldu.
Şırnaklı çiftin her biri, gezdikleri ülkelerde birbirinden ilginç kültürel zenginliklerle karşılaştılar. Afrika'nın sıcak çöllerinden, Avrupa'nın tarihi şehirlerine; Asya'nın dağlık bölgelerinden, Güney Amerika'nın yemyeşil ormanlarına kadar uzanan bir yolculuk yaptılar. Her bölgeye özgü gelenekler, müzikler, danslar ve mutfak kültürü karşısında duydukları hayranlık onları daha çok motive etti. Özellikle yerel halkla etkileşimde bulunmanın önemi üzerine vurgular yaparak, “Kendimizi o bölgelerin bir parçası gibi hissetmek, sevdiklerimizle bu anları paylaşmak özellikle keyif vericiydi,” diye ekliyorlar.
Yaşadıkları çarpıcı anlardan birine değinmek gerekirse, Asya’nın uzak köylerinden birinde geçirdikleri zamanı anlatıyorlar. Oradaki bir yerel festivale katıldıklarında, halkın sıcak karşılaması ve birlikte kutladıkları geleneklerin güzelliği anılarını derinlemesine şekillendiren bir deneyim oldu. Yüzlerce insanın bir araya geldiği bu etkinlikte, kültürel etkileşimlerin sınır tanımadığını bir kez daha anladılar.
Çiftin macerası sadece seyahatle sınırlı kalmadı; insanların hayatlarına dokunmayı hedefledikleri bir proje geliştirdiler. Bu süreçte gezdikleri yerlerdeki çocuklara kitap, oyuncak ve kırtasiye malzemeleri hediye ederek, onların eğitimine katkıda bulunmayı amaçladılar. “Her seyahatimizde, gittiğimiz yerlerdeki çocuklara biraz umut bırakmak istedik. Küçük bir katkı bile büyük değişimlere yol açabilir,” diyorlar.
Kısa bir sürede yaşadıkları bu ilginç ve anlam dolu deneyimler, sadece kendi bireysel yolculuklarını değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm yaratma arzusunu da beraberinde getirdi. Bu bağlamda, gezileri sırasında edindikleri deneyimleri, sosyal medya üzerinden paylaşıyor ve diğerlerine ilham vermeyi hedefliyorlar. “Amacımız, diğer insanlara cesaret vermek ve hayallerinin peşinden koşmalarını sağlayacak bir motivasyonun kapılarını aralamak,” sözleriyle hedeflerini net bir şekilde ifade ediyorlar.
Şırnaklı çiftin büyüleyici hikayesi, yalnızca bir seyahat macerası değil, aynı zamanda bir tutkudur. İneklerle başlayan ve dünyanın dört bir yanına uzanan bu yolculuk, bağlantının ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne seriyor. Hayallerini gerçekleştirmek için yenilikçi düşünmeleri, onları sıradan bir çift olmaktan çıkararak, dünyayı gezmekte kararlı bir çifte dönüştürdü. Bu unutulmaz yolculuk, hayvanların ve insanların bir araya geldiği bir hikaye olarak da tarihe geçecektir.
Son olarak, bu çiftin hikayesi, gezginlerin bazen ilham almaları için en küçük şeylerden bile nasıl faydalanabileceklerinin bir örneği olarak hafızalarda kalacaktır. İneklerin getirdiği masraflar olarak başlayan yolculukları, şimdiye kadar yaşadıkları her deneyimle daha da zenginleşmiş durumda. Kendi hikayelerini tüm dünyaya duyurarak, insanları hayal etmeye ve hayallerinin peşinden koşmaya teşvik ediyorlar.