Son günlerde, birçok kişi tarafından merakla takip edilen bir olay, İstanbul’un sakin bir mahallesinde ortaya çıktı. Kapıyı çalan sahte bir medyum, "Üzerinde büyü var!" diyerek ev sahibinin hayatını kökünden değiştireceğine dair korkutucu bir iddiada bulundu. Olay, sadece bir dolandırıcılık hikayesi olmaktan öte, medyumluk yoluyla yapılan kötü niyetli failleri de gözler önüne seriyor.
Olay, çarşamba akşamı, mahallenin en işlek caddelerinden birinde gerçekleşti. Medyum, ev sahibinin kapısını çaldığında, kendisini tam da bu tür dolandırıcılıklara maruz kalmış bir kişinin oluşturduğu paniğin içinde buldu. Ev sahibi, ilk başta bunun bir şaka olduğunu düşündü; ancak medyumun ifadesindeki ciddiyet ve söylediklerinin ağırlığı karşısında ne yapacağını bilemedi. "Üzerinde büyü var!" diyen sahte medyum, ifadesinde özel bir yeteneğe sahip olduğunu ve evdeki kötü ruhları kovmak için hemen müdahale etmesi gerektiğini savundu. Bu durum, ilk anda ev sahibini paniğe sürükledi.
Ancak, bu olayın sıradan bir dolandırıcılık eylemi olmadığını daha sonra anladı. Medyumun bu söylemi, insanların ruhsal durumlarını kötüye kullanarak onlara korku salmak ve maddi kazanç elde etme çabasının bir parçasıydı. Ev sahibi, kendisini bu çok tehlikeli duruma sürükleyen olayın arkasında yatan psikolojik savaşın farkına varmaya başladığında, medyumun aslında onun hayatını cehenneme çevirmek için buraya geldiğini anladı. Bu gibi sahte medyumlar, genellikle insanları korkutmayı ve onları dolandırarak maddi kazanç elde etmeyi hedefliyorlar. Büyü, kötü ruhlar ve daha fazlası, bu tür dolandırıcıların kullandığı kurgusal silahlar haline geliyor.
Ev sahibi, medyumun söylediklerini ciddiye almadığında, dolandırıcının durumu kontrol edemeyerek evden uzaklaştığını da ifade etti. Olayı polise bildirmenin yanı sıra, bu durumun bir ders niteliği taşıdığını belirtti. Özellikle zor zamanlar geçiren insanlar, medyum ya da benzer kişilerin mağdurlarına dönüşmemek için dikkatli olmalılar. İnsanların psikolojik durumlarını kullanarak maddi kazanç sağlamak, toplumda kabul edilemez bir davranış biçimidir. Bu tür dolandırıcılıkların önlenmesi için toplumu bilinçlendirmek ve bu tür kişilere karşı daha dikkatli olmak gerekiyor.
Son olarak, sahte medyum meselesi sadece bu tek olayla sınırlı kalmadı; birçok insan, benzer mağduriyetlerle karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Medyumların, insanların en savunmasız anlarını hedef alarak kurbanlarını tuzağa çekmeleri, bu tür dolandırıcılıkla mücadelede toplumun dikkatini çekmesi gereken bir dizi etik ve sosyal sorunu gündeme getiriyor. Dolayısıyla, topl Umarım bu tür sahtekarların eylemlerini engelleyebilecek bir bilinçle, bu meseleye dair farkındalık yaratmaya hep birlikte katkıda bulunabiliriz.